İlkokul 3. Sınıfta iken 1947 yılında, mandolin derslerine başladım. O zamanlar ilkokullarda müzik kursları açılırdı. Nota yazmasını ve okumasını öğrendim. Müzik kulağım çok kuvvetli idi. Mandolinimi kendim akort etmesini öğrendim. Başarılı bir müzik öğrencisi oldum. 5. Sınıfta, okullararası mandolin grubuna seçildim. Mozart’ın Küçük Bir Gece Müziği parçasını, Johan Strauss valslerini, Tamzara parçasını çalar hale gelmiştik. Bir haber geldi. Okullararası mandolin grubu İstanbul Radyosunda konser verecekti. Belirlenen tarihte, Harbiye’deki İstanbul Radyosu binasına geldik. Hayatımda ilk kez, böylesine büyük, etkileyici, düzenli bir binaya giriyordum. Biraz bekledikten sonra bizi binanın tam ortasında bulunan Büyük Stüdyo’ya aldılar. Buraya kapitone kaplamalı çifte kapılardan geçip girdik. İçeride mutlak sessizlik vardı. Yankılanma sıfır. Herkes çok düşük bir ses tonu ile konuşuyordu. Yerimizi aldık. Mandolinlerimizi akort ettik. Bizleri yetiştiren Allah Rahmet eylesin Celal hoca başımızda bulunuyor, akortları kontrol etti. Bize işaret ettiler. Kayıt başladı. Barcarole ve Küçük Bir Gece Müziği parçalarını çaldık.
Bu olaylar 10 yaşında bir çocuk için son derece etkili bir deneyimdi. Büyük bir ilk adımdı. Tabiatiyle, beni müziğe iteleyen çok önemli bir unsur oldu.
İlkokul 1950 de bitti. Eylül ayında Galatasaray Lisesi Hazırlık sınıfına başladım. Şimdilerde Galatasaray Üniversitesi olan Ortaköy’deki güzelim bina, Galatasaray İlkolunu ve Hazırlık sınıfını barındırıyordu. Bir yıl içinde, Fransız hocalardan, yazacak, okuyacak, anlayacak ve konuşacak seviyede Fransızca öğrendik.
1951 Eylül ayında Beyoğlu binasında, 6. Sınıfa başladık. Orası bizler için ayrı bir dünya, başka bir ülke gibi idi. Devasa ölçüler, büyük sınıflar, geniş koridorlar, büyük salonlar vs… spor yapan ağabeyler, iddialı futbol maçları, Turgay Şeren Ağabeyin maçtan sonra okulun hamamına giderken zemin kat koridorunda takım arkadaşları ile birlikte yürüyüşü, koridorlardan gelen müzik sesleri, bizleri büyüleyen, şaşırtan, afallatan izlenimlerdi. Bütün bunlar hepimizde çeşitli izler bıraktı. “İdealist Hoca….” Başlığında da belirttiğim gibi, birgün Müzik Hocamız Seyfettin Asal Hoca, bizi okulun Tevfik Fikret Konferans Salonuna götürdü. Salon zaten başlı başına bir olaydı. İlk kez, muhteşem bir salona giriyorduk. Kuvvetli ışıklarla aydınlatılan salon, kırmızı kadife perdelerle bezenmiş devasa pencereler ve sarı kırmızı ampullerle bezenmiş sahne hepimizi büyülemeye yetmişti. Hocamızın amacı, bize müziği canlı olarak dinletmek, göstermek ve konu ile ilgili olarak bilgilendirmekti. Bizler o zamanlar 13 yaşlarında yeni yetme gençleriz. Rahmetli, bize o zamanlar çok kimsenin bilmediği veya çok az kimsenin bildiği klasik müzik parçaları çaldı. Chopin’in Polonezlerinden, Strauss’un valslerinden örnekler ve Mozart’ın Türk Marşını çaldı. Etkilenmemek mümkün değil.
Sonuçta, bir hepimiz afyon yutmuş gibi salondan çıktık. Bu salon aynı zamanda, Okulun tiyatro ve müzik çalışmalarının yapıldığı bir yerdi. Müzik yapan ağabeylerimizin enstrümanlarından çıkan piano, keman, akordeon, bateri sesleri, beni fazlasıyla etkileyen, aklımı çelen en önemli unsurlardandı.
7. Sınıfa geçtim. Bana akordeon alınması için anneme babama yalvardım. Uzun tartışmalar, müzakereler sonucunda, Kadıköy’deki Odeon Mağazasından Scandalli marka bir İtalyan Akordeonu alındı. O günlerde ne kadar mutlu olduğumu anlatmak mümkün değil. Levanten bir İtalyan Hoca bulundu. Toprağı bol olsun. Adı Oreste Cialapatani idi. Gerçek bir İstanbul beyefendisi idi. Bana bir yıllık bir süre içinde 32 ders verdi. Sonunda ben mükemmel bir şekilde akordeon çalar hale geldim. İlk çaldığım parçaları hatırlıyorum. Espana cani, Luna Rossa, Misillu… 8. Sınıfta ve ilk 9 da biraz ara verdim. Sonraki dönemi,
Gençlik Yıllarımda Müzik başlığı altında devam edeceğim.
Bu web sitesi, tarihi değeri olan bilgiler ve örnek niteliğindeki yaşanmış olayları içermektedir. Ayrıntıları bilinmeyen veya önemsenmeyen çok özel ve çok önemli oluşumlar anlatılmaktadır. İlgi duyanların ve araştırma yapanların çalışmalarına ışık tutması ve yardımcı olması amaçlanmıştır.